Ekonomi

Moody’s düşüşünün ardından ABD hisselerindeki satışı alın: Morgan Stanley’nin Wilson’ı

Investing.com — Morgan Stanley (NYSE:MS)’nin Michael Wilson, Moody’s’in ABD’nin kredi notunu düşürmesinin ardından ABD hisse senetlerindeki son satış dalgasını, temellerden ziyade faiz oranı korkularının yönlendirdiği potansiyel bir alım fırsatı olarak görüyor.

Bu haftaki bir notta Wilson, Moody’s’in etkili olsa da bu hamlesinin bağlam içinde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Wilson şöyle yazdı: “Moody’s, ABD’nin kredi notunu düşüren son derecelendirme kuruluşudur, bu süreç 14 yıl önce 2011 yazında başlamıştı.”

Bu hamle, tahvil getirilerinin kritik seviyelere yakın seyretmesiyle birlikte, hisse senetleri için faiz oranı duyarlılığını artırdı. Wilson şunları söyledi: “10 yıllık getirinin %4,50’nin üzerine çıkması bu korelasyonu negatife çevirecek ve hisse senetleri için daha fazla faiz oranı duyarlılığına neden olacaktır.”

Krediyle ilgili endişelere rağmen, Morgan Stanley, Çin ile sürpriz bir ticaret anlaşmasının ardından oynaklığın azaldığını vurguladı.

Analistler şöyle yazdı: “Daha kalıcı bir ralli için katalizör listemizin ilk maddesini işaretliyoruz – Çin ile bir ticaret anlaşması.” Analistler, efektif gümrük vergisi oranının %145’ten %30’a keskin bir düşüş gösterdiğine işaret etti.

Bununla birlikte, notta piyasa kazançlarının devam etmesinin kazanç momentumuna bağlı olduğu konusunda uyarıda bulunuldu. Stratejistler şöyle yazdı: “Faiz indirimi olasılığı daha düşük göründüğünden, ralliyi kısa vadede 6100’ün ötesine taşımak için toparlanmakta olan EPS revizyonlarına yük biniyor.” Stratejistler, istikrarlı getirileri ve Federal Rezerv’in faiz indirimi beklentilerinin sınırlı olduğunu belirtti.

Genel olarak, banka 10 yıllık getirinin %4,50’nin üzerine çıkmasının “mütevazı bir değerleme daralmasına yol açabileceğini (önceki tarihsel benzerlerinde yaklaşık %5 daralma elde edildi)” düşünüyor ve “böyle bir düşüşte alıcı olacaklarını” belirtiyor.

Morgan Stanley, revizyon genişliğinde Sanayi gibi döngüsel sektörlerin öncülük edeceğini görürken, İsteğe Bağlı Tüketim ve Temel Tüketim konusunda temkinli kalmaya devam ediyor.

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu